SINIRSIZ OLAN İHTİYAÇLAR MI İSTEKLER Mİ ?

İktisat bölümünde okuyanlar veya iktisada giriş dersi alanların ilk derslerinde öğrendikleri iktisadın tanımıdır. İktisadi literatürde en genel tanımıyla iktisat; sınırsız ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla karşılanmasını inceleyen bilim dalıdır. Peki sınırsız olan ihtiyaçlar mı yoksa istekler mi ?

Tabii ki sınırsız olan isteklerimizdir. Günümüz kapitalist dünyasında isteklerimizin ihtiyaçlarımız gibi gösterilmesi ve indirim adı altında bindirimler ile hiç aklımızda olmayan ürünleri bile satın alır duruma geldik. İnternete, sosyal ortamlara herkesin ulaşır hale gelmesi ve reklamcılığın gelişmesi bizi üretmeden tüketen bireylere dönüştürdü. Artık reklamlar sadece bilincimize değil, bilinçaltımıza etki ediyor. Çeşitli sübliminal mesajlar, renkler ve markalaşma ile bilinçaltımıza oynayan reklamların sayısı her geçen gün artıyor. Bitmek tükenmek bilmeyen indirimlerle(!) nereden, hangi siteden alışveriş yapacağımızı şaşırıyoruz. Bu satın aldığımız her şey ihtiyacımız mı gerçekten ?

İnsanların belirli temel ihtiyaçları vardır. Bunlar; fizyolojik ihtiyaçlar yani gıda, giyim, barınma gibi ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, sevgi ihtiyacı, itibar ihtiyacı ve kişisel tatmin ihtiyaçlarıdır. Örneğin gıda ihtiyacı olarak bir ekmeğe ihtiyacınız varsa dört ekmek almazsınız öyle değil mi ? İhtiyaçlarımız sınırlıdır, karşılandıkları anda daha fazlası talep edilmez. 

Satın alım gücümüz yeterli olsun olmasın bir çok isteğimiz olabilir. Burada satın almak tamamen tercihe dayalıdır ihtiyaçlar gibi zorunlu değildir. Ancak günümüzde tercihe bağlı olan istekler sanki ihtiyaçlarımız gibi gösterilmekte ve bizi satın almaya zorlamaktadır. Örneğin marketlerde yapılan kampanyalar ile insanların ihtiyacından daha fazla ürün almasını teşvik ederler. Bir maldan bir adet almak ihtiyacı yani zorunluluğu temsil ederken dört adet almak tamamen isteği yani tercihi temsil eder. 

Kapitalizmin istediği budur. Hep daha fazla tüketim olmasını ister. Bizler indirim, kampanya tuzaklarına düşerek şirketleri zenginleştirir kendimizi ise zor duruma sokarız. Evde, sokakta, sosyal medyada kısacası gözümüzün gördüğü her yerde karşımıza çıkan reklamlara pek dikkatli bakmasak bile onlar bir şekilde bilinçaltımıza giriyor. Örneğin markete gittiğinizde reklamda geçen bir marka aynı nitelikteki ürünler arasında ilk dikkatinizi çeken olur. Diğerlerini incelemeden bu ürünü satın alabilirsiniz bile. 

Özetlemek gerekirse sınırsız olan ihtiyaçlarımız değildir, isteklerimiz ihtiyaçlarımız gibi gösterilmektedir. Hep daha fazla tüketim yapmamızı isteyen kapitalizm ve hep daha fazlasına sahip olma isteği duyan insan feci bir tüketim çılgınlığı yaratmıştır. Reklamcılık, markalaşma gibi faktörler de bu tüketim çılgınlığının tuzu biberi olmuştur. Şirketler daha fazla kazanmaya başlamış insanlar ise daha fazla harcamaya ve borçlanmaya başlamışlardır. 

Bu yazıyı yazmadan önce okuduğum üç yazıyı da buraya eklemek istiyorum. Mahfi hocamızın kaleminden, göz atmanızı tavsiye ederim. 

 

 

 



Yorumlar

  1. https://mustafauzbek.blogspot.com/?m=1

    Bu bağlantı da benim sitem. Yazılarınızı daha geniş bir zamanda okumak üzere ayrılıyorum. Unutturmayınız kendinizi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

GELİR DAĞILIMI VE TÜRKİYE' DE BÖLGESEL GELİR EŞİTSİZLİĞİ

EKONOMİK BÜYÜME VE SONUÇLARI

EKONOMİK BÜYÜME VE İŞSİZLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE İNCELEMESİ